
Harabeye dönmüş ve kimsenin içine girmeye cesaret edemediği bir binaya adım atan iki genç oğlanın yer aldığı tüyler ürpertici bir japon öyküsü…
İki gencin caddelerinin sonunda mevkilenmiş, perili olduğuna inanıldığı için mahalledeki çocukların da uzak tutulduğu yıkık, dökük bir ev…
Eski, iki katlı binanın beton duvarları çatlamış ve taşmaktadır. Pencereleri kırık, cam parçaları ise evin iç zeminine saçılmış haldedir.
Bir akşam, iki arkadaş birbirine cesaretlerini kanıtlamak için bu korkunç eve girmeye karar verir.
Binanın arka tarafındaki pencereden tırmanarak içeri girmeyi başarırlar. Evin tahta zeminini tamamen çamur tabakasıyla kaplı ve içerisini katlanılamayacak düzeyde pislik içinde bulurlar.
En sonunda kendilerini toparlayıp, kafalarını kaldırdıklarında, duvara yazılmış ‘'Ben ölüyüm’’ sözlerini görmeleriyle dona kalırlar. Sonra kendilerini teskin etmek için bunun çocukları korkutmak için yapılmış bir oyun olduğunu düşünerek, zemin kata geçer ve burada daha fazla oda bulurlar. Önceden mutfak olarak kullanılmış bir odada başka yazılarla karşılaşırlar.
Duvarda‘'Üst kattaki odadayım’’ yazar. İki arkadaş meraklarına yenik düşerek, gıcırdayan merdivenlerden çıkıp ikinci kata yönelirler. Merdivenin sonuna geldiklerinde sola dönerler ve dar koridorda dikkatli şekilde ilerler. Koridorun sonunda üzerinde uğursuz yazılarla dolu kapalı bir kapıya denk gelirler. Kapının üzerinde; ‘’Beni bu odada bulacaksın.’’ yazıyordur. Şu ana kadar çocuklardan birisi korkudan titriyorken, diğeri korkuyorsa bile bunu belli etmemek için elinden geleni yapıyordur.Titreyen çocuk artık daha fazla kendini tutamayıp, iyi hissetmediğini ve geri dönmeleri gerektiğini söyler. Ama arkadaşı korkacak bir şey olmadığında ısrar eder. Kapı kolunu çevirir ve kulakları tırmalayan gıcırtısıyla açar. Odaya adım attıklarında içerisini boş bulurlar. Odanın her iki tarafında bulunan kapalı kapıları görürler. Duvarda bu sefer daha korkunç yazılar vardır.
‘’Kafam sol, vücudum sağ tarafta.’’yazıyordur. Zaten korkan çocuk bunu okuduğunda çığlık atarak, geri dönmeye yeltenir. Arkadaşı kolundan tutup, durdurmaya çalışır ama silkelenip kurtulur ve açık kapıdan dışarı kendini atar. Arkadaşının koridorda gittikçe uzaklaşan ayak seslerini duyan çocuk kılını bile kıpırdatmaz. O, korkusuyla yüzleşmeyi seçer. En sonunda cesaretini toplayarak, sağ taraftaki kapıyı açmaya karar verir.
Odanın içerisine doğru ilerleyince, duvardaki ince yazıyı görür: ‘’Bedenim altında.’’
Bunun üzerine zemine bakar ve şu an basmakta olduğu döşeme tahtasında yazılar olduğunu fark eder. Geri çekilir ve yazıyı okur: ‘’Başım, arkandaki odadan geliyor. Kafanı çevir!’’
Arkasındaki kapının gıcırtısını duyarak, hızla döner. Kapının arkasında hareket eden bir gölge vardır. Aniden bulunduğu odaya bir şey yuvarlanarak gelir ve duvara toslayınca durur. Bu, az önce odadan kaçıp giden arkadaşının kafasından başka bir şey değildir. Arkadaşının boş ve ölü gözleri ona bakıyordur. İçinde bulunduğu transtan çıkarak dehşetle bağırır ve hiç düşünmeden kendini odadaki açık pencereden aşağı atar ve ikinci kattan düşer. Yan tarafına düşmüş ve kolunu kırmıştır.Korkunç bir acı içinde bir yandan ağlarken, diğer yandan anne ve babası için bağırarak, evine doğru koşar. Çocuğun ailesi yaşananları dinledikten sonra polisi çağırır ve ekip, eski binayı aramaya gider. Başta evde bir şey bulamaz ve çocuğun bu hikayeyi uydurduğunu düşünürler. Duvarlarda bile anlattığı hiçbir yazı yoktur.
Evi baştan aşağı arasalar da arkadaşına dair hiçbir ize rastlayamayınca geri dönmeye yeltenirler. Son olarak olay mahallini inceleyen ekiplerden bir çalışan, ayağıyla basmış olduğu döşemede bir ayrıntı gözüne takılır. Evin kalanında olduğu gibi burada gıcırdama duymaması onda şüphe uyandırır ve bunda bir tuhaflık olduğunu sezer. Sonrasında ise döşeme tahtalarını kaldırdıklarında altında arkadaşının yatan bedenini bulurlar.
Lakin arkadaşının kopmuş kafasını hiçbir zaman bulamazlar. Firdevs İrem Akçay
#japonfobisi #şehirefsanesi #korku #paranormal #ürkütücü #lanetli #lanetliyerler #paranoya #gizemliolaylar